Kimse kimsenin rızkını yiyemez

(Sen hiç endişe etme! Allahü teâlâ yiyeceğin rızıkların hepsinin üstüne senin ismini yazdı. Rızık, ezelde takdir edilmiştir. Senin ne zaman, nerede öleceğin bildirilmiştir. O bir an ileri gitmez, geri de kalmaz.)

KÜLTÜR - SANAT, 11 Temmuz 2015 Cumartesi, 10:10
Kimse kimsenin rızkını yiyemez
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Çok kazanmak rızkı artırmadığı gibi, çok kaybetmek de rızkı azaltmaz. Daha çocuk, anne karnındayken, Cebrail aleyhisselam ona der ki: (Sen hiç endişe etme! Allahü teâlâ yiyeceğin rızıkların hepsinin üstüne senin ismini yazdı. Rızık, ezelde takdir edilmiştir. Senin ne zaman, nerede öleceğin bildirilmiştir. O bir an ileri gitmez, geri de kalmaz.) İnsan rızkını aramasa da, rızkı onu arar. Herkes ancak kendi ismi yazılı olan rızka kavuşabilir. Nitekim bir kimse, hastalanınca, belki kefaret gerekebilir diye, ihtiyaten orucunu bozmak için çiğ pirinç tanesi yutar. Nasıl olmuşsa pirinç, boğazına takılıp kalır. Öksürür, bağırır çıkmaz. Doktorlar, (Bunu almak için ameliyatla nefes borusunu yarmak gerekir, buna imkânımız yok, biz bunu yapamayız. Sen Evliya bir zata git, o sana okusun, dua etsin, belki öyle kurtulabilirsin) derler. O da, bir zata gider, o zat da, (Evladım, bu benim işim değil. Bağdat’ta şu adreste, şöyle mübarek bir zat var, sen doğru ona git) der. İstanbul nere, Bağdat nere! Ama can meselesi olduğu için mecburen gider. Bağdat’ta, o mübarek zatı bulur. Durumunu anlatır. O zat da, (Evladım, burada mümkün değil, bu pirinç tanesini çıkaracak olan zat Buhara’da) der. Adam çok üzülür, ama can tatlı, düşer yollara. Buhara’ya gelir, tekkeyi bulur. O mübarek zat da, sohbet ediyormuş, iğne atılsa yere düşmeyecek kadar kalabalık. Kapının eşiğine oturur. Oturur oturmaz bir hapşırık gelir, pirinç tanesi yere düşer. Oradaki bir kedi yavrusu, pat alıp kaçar. O kadar yer, o kadar zaman, o kadar sıkıntı. Çok şaşırır, bu ne hâl ya Rabbi der. Gelir hoca efendiye, bunun hikmetini sorar. O mübarek zat da, (Allahü teâlâ bu pirincin üzerine kedinin ismini yazdı, ben ne yapayım? Bu pirinç tanesini bu kedi yesin diye seni İstanbul’dan buraya getirdi) cevabını verir. Şuna mutlak inanmalı, kimse kimsenin rızkını yiyemez. Hiç kimse de rızkını bitirmeden ölmez. Peki, o zaman niye çalışıp para kazanıyoruz? Ehl-i sünnet âlimleri,(Çok sevab kazanmak için, çok para kazanmak lâzım) buyuruyorlar. Yani çok ibadet yapmak, çok kitap dağıtmak, çok hayır hasenat yapmak için çok para lâzım. İşte bu niyetle, helalinden çok para kazanmak için, çok çalışmak gerekir.
BURSA
Bursa'da tekel bayi soyguncuları yakalandı
Bursa'da silahla tekel bayiye giren 2 şüpheli içki, karton sigara ve kasada bulunan bir miktar pa...
BURSA
Bursa'da üç gün önce sırra kadem bastı, jandarma ve AFAD harekete geçti
Bursa'da 3 gün önce babasıyla gezerken kayıplara karışan 46 yaşındaki zihinsel engelli adamın bul...
EKONOMİ
Aroma'nın satışında neler oluyor?
Yaklaşık bir ay önce konkordato ilan eden Aroma firmasında ilginç gelişmeler yaşanmaya devam ediy...
BURSA
Uludağ'da izdiham...Günübirlikçiler ve üniversiteliler akın etti
Uludağ'da kar kalınlığı 58 santimetreye ulaştı. Yılbaşından itibaren yaşanan turist yoğunluğuna h...
BURSA
100 milyon TL'lik karşılıksız çek veren şahıs yakalandı
Bursa'nın İnegöl ilçesinde piyasaya 100 milyon TL'lik karşılıksız çek veren şahıs polis ekiplerin...
BURSA
Başkan Bozbey, Çalışan Gazeteciler Günü'nde basın mensuplarıyla buluştu
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında düz...