Diyarbakır Ulu Cami önünde dini kitap satıcılığı yapan Ahmet Sapmaz’ın (32) ağabeyi Mehmet Sapmaz, bölgenin en karanlık dönemi olarak bilinen 1990’lı yıllarda kardeşi gibi Ulu Cami önünde dini kitap satarken, Hizbullah tarafından katledildi. Yengesi ile evlenmek durumunda kalan Sapmaz, yeğenlerini de daha sonra dünyaya gelen iki çocuğundan ayrı tutmadı.
Diyarbakır'da, 1990’lı yıllarda ağabeyinin Ulu Cami önünde dini kitap satarken Hizbullah tarafından öldürülmesinin ardından yengesi ile evlenmek ve ağabeyinin çocuklarına bakmak durumunda kalan Ahmet Sapmaz, ekonomik sorunlar nedeniyle yuvasının yıkıldığını belirterek, yuvasını kurtarmak için Terör Mağdurları Yasası çerçevesinde kadrolu bir işe yerleştirilmek istedi.
Diyarbakır Ulu Cami önünde dini kitap satıcılığı yapan Ahmet Sapmaz’ın (32) ağabeyi Mehmet Sapmaz, bölgenin en karanlık dönemi olarak bilinen 1990’lı yıllarda kardeşi gibi Ulu Cami önünde dini kitap satarken, Hizbullah tarafından katledildi. Mehmet Sapmaz’ın geride bıraktığı eşi ve iki çocuğuna kardeşi Ahmet Sapmaz sahip çıktı. Yengesi ile evlenmek durumunda kalan Sapmaz, yeğenlerini de daha sonra dünyaya gelen iki çocuğundan ayrı tutmadı. Seyyar satıcılık yaparak 6 kişilik ailesinin hayatını sürdürmeye çalışan ve lise mezunu olan Sapmaz, Terör Mağdurları Yasası'nın çıkmasının ardından, devletin ilgili kurumlarına savcılıktan mağdur olduğuna ilişkin aldığı yazıları göndererek, kadrolu iş talep etti. Sapmaz, bunun yanı sıra talebini dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve YÖK Başkanına da mail yolu ile gönderdi.
Gül ve Erdoğan ile devlet kurumlarının yetkilileri, Sapmaz’a bazı devlet kurumlarında kadrolu olarak işe alınması için mail yoluyla yanıt attı. Ancak yanıtın mail yoluyla gelmesi ve devlet kurumlarına resmi yollarla yazı gönderilmemesi nedeniyle Sapmaz henüz yasadan faydalanamadı. Yaklaşık 1,5 yıldır işe alınmak için mücadele eden ve halen Ulu Cami önünde seyyar bir şekilde kitap satarak ailesini geçindirmeye çalışan Sapmaz’ı, yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle ailesi de terk etti.
"YENGEM İLE EVLENDİM"
Yaşadıklarını İHA muhabirine anlatan Sapmaz, kitap satıcılığının baba mesleği olduğunu belirterek, "1999’da Diyarbakır Ulu Cami önünde ağabeyim Mehmet Sapmaz terör örgütü tarafından öldürüldü. Ben de çocuklarını ve eşini himayem altına aldım. Terör Mağduru Yasası kapsamında işe alınmak için dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve İçişleri Bakanı ile çeşitli kurumlara yazı yazdım. Ağabeyim terör örgütü tarafından öldürüldüğüne ilişkin savcılıktan aldığım evrakları da gönderdim. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile 5-6 kurum tarafından terör mağduru kapsamında işe alınmam için bazı kurumlara talimat gönderilmiş. Talimatlarım elimde duruyor. Ancak işe alınmadım" dedi.
Aylık gelirinin asgari ücretin altında olduğunu, ikisi ağabeyinin 4 çocuk olmak üzere 6 kişiyi bu gelirle geçindirmeye çalıştığını anlatan Sapmaz, "Maddi durumlar yüzünden eşimde benden ayrı. Onların bakımını yapamıyorum. Çocuklarımın biri 19 yaşında, en küçüğü 8 yaşında. Büyüğü üniversiteye gidecek, küçüğü 1’inci sınıfta. Hepsini okutmaya çalışıyorum. Ama geçinemiyoruz. Bu yüzden yuvamız yıkıldı. Devlet yetkililerinden yardım etmesini istiyorum" diye konuştu.
"DEVLET OĞLUMA YARDIM ETSİN"
Ahmet Sapmaz’ın annesi Aliye Sapmaz ise oğlunun zor durumda olduğunu belirterek, "Çok üzülüyor. Ne yapacağını bilmiyor. Hanımı çocuklarını da yanına alıp, bırakıp gitmiş. Oğlumun hakkı var. Devlet oğlumun hakkını versin" şeklinde konuştu.
